8 Mayıs 2014 Perşembe

Şanlıurfa Yemekleri

Zengin kültürel miraslarımızdan biri olan Urfa mutfağı geçmişten günümüze kadar zenginliğini korumaktadır. Kentin tarihsel ve kültürel çeşitliliği mutfağında da kendisini göstermektedir. Tarih boyunca birçok uygarlığa ev sahipliği yapan Urfa mutfağında her kültürden izler bulmak mümkündür. Misafirperverliği dillerde dolaşan Hz. İbrahim’in sofrasından hiçbir zaman eksik etmediği Tırıt”yemeği ve rivayetlere göre ateşe atılmasıyla bilinen ve bunun sonucunda ortaya çıkan “Çiğköfte” Urfa’da yaşayan her Urfalının sofrasından eksik etmediği önemli bir mutfak kültürü olarak bilinmektedir.
EN GÜZEL ŞANLIURFA  YEMEKLERİ
Sizlere ilerleyen zamanlarda en güzel Şanlıurfa yemekleri lerini nerede yiyebileceğinizide ayrı yazılarımızda yazacağız.
İnsanlığın damak zevkine iyi yönde hitap eden Patlıcanlı Urfa Kebabı, Dünya sofrasına ve mutfağına da kaynaklık etmiştir. Köfte ve kebap çeşitleri çok olan Urfa mutfağında, bu yemekler ön planda gelmektedir. Yemek kültürü zengin olan Urfa’da sabah, öğle ve akşam yemeği olmak üzere üç öğün yemek yenilir. Ayrıca yatsı namazından sonra Urfa mutfağına, Urfalıların yemek kültürüne özgü olarak kıyma, şıre, palıza, çiğköfte ve meyveden oluşan dördüncü öğün yemeği akıllardan çıkmaması gerekir. Bu özellik sadece Urfalılara özgü bir özelliktir.
HALİL İBRAHİM SOFRASI
Akşam yemeği ana öğün yemeği olarak kabul edilen Urfa’da sabah kahvaltıları evlerde yapılmaktadır. Kış aylarında et yemekleri, çorbalar ve pilav çeşitleri ön plandayken, yaz aylarında patlıcanlı ve domatesli kebaplar, domates, biber ve patlıcan gibi sebzelerden oluşan fırın yemekleri ön plana çıkmaktadır. Bölgede sonbahar, ilkbahar ve yaz aylarında sırasıyla çiğköfte, mercimekli ve yumurtalı köfte daha çok yapılmaktadır.
İlerleyen zaman dilimlerinde siz değerli okuyucularımıza şanlıurfa yemek tariflerini paylaşacağız.

Ayrıca sizlere sıklıkla girmenizi önerebileceğim http://www.medyaurfa.com isimli Şanlıurfa haber sitesini tavsiye ediyorum.
Yani bu siteden En güncel Urfa Haber takip edebilir ve okuyabilirsiniz.

22 Mayıs 2013 Çarşamba

Şanlıurfa'da Güzel Hutbe Okuma Yarışması



Milli Eğitim Bakanlığı Din Öğretimi Genel Müdürlüğünün faaliyet programında yer alan İl Milli Eğitim Müdürlüğünün sorumluluğunda, Şanlıurfa Merkez Anadolu İmam Hatip Lisesi koordinatörlüğünde Şanlıurfa Merkez ve İlçe Anadolu İmam Hatip Liseleri arası Hutbe okuma yarışması Yenişehir Aksoy camisinde yapıldı.
Jüri başkanlığını İl Müftüsü İhsan Açık yaptığı Yarışmaya İl Milli Eğitim Şube Müdürü Fevzi Çelik, Şanimder Başkanı Abdurrahman Kırıkçı, Merkez İmam Hatip Lisesi Müdürü Kenan Kahraman, Okul Aile Birliği Başkanı Ahmet Dedecan, İlçe İmam Hatip Liseleri Müdürleri, öğretmenler ile öğrenciler katıldı.
Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başlayan Güzel Hutbe Okuma yarışmasında öğrenciler büyük heyecan içerisinde hutbelerini okudu. Oluşturulan jürinin değerlendirme sonucunda Akçakale Anadolu İmam Hatip Lisesi öğrencisi Yusuf Yalçınkaya birinci, Suruç Anadolu İmam Hatip Lisesi öğrencisi Bekir Demirel ikinci, Şanlıurfa Merkez Anadolu İmam Hatip Lisesi öğrencisi Recep Akar üçüncü olurken, yarışmaya katılan diğer öğrenciler ise jüri tarafından dördüncü olarak değerlendirildi.
Güzel Hutbe okuma yarışmasının sonunda yine aynı camide 63 Hadis ezberleme yarışması Merkez Anadolu İmam Hatip Liseleri arasında yapıldı.
Yapılan 63 hadis ezberleme yarışmasında Eyübiye Anadolu İmam Hatip Lisesi öğrencisi Yakup Alay birinci, Merkez Anadolu İmam Hatip lisesi Öğrencisi Hamit Aksoy ikinci, Süleymaniye İmam Hatip Lisesi öğrencisi Kübra Çiftçi üçüncü oldu. 
Dereceye giren öğrencilerin hediyelerini İl Müftü İhsan Açık,  İl Milli Eğitim Şube Müdürü Fevzi Çelik,  Şanimder Başkanı Abdurrahman Kırıkçı ile Merkez Anadolu İmam Hatip Lisesi Müdürü Kenan Kahraman verdi.
Yarışma sonunda bir açıklama yapan İl Müftüsü İhsan Açık “Allaha hamdolsun gelecekte bu kardeşlerimiz bizim imam hatiplerimiz olacaklar, cami görevlilerimiz olacaklar, vaizimiz olacaklar,  Allah’ın izniyle burada bir nevi onun tatbikatını yapmış olduk geleceğimizi gördük öğrencilerimizin başarılarından ötürü çok sevindik öncelikle bunları yetiştiren öğretmenlerimizden ve Müdürlerimizden Allah razı olsun İl Milli Eğitim Müdürümüze çok teşekkür ediyorum gerçekten güzel bir yarışma oldu. Rabbim inşallah bu etkinliklerin sayısını çoğaltsın diyor herkese teşekkür ediyorum.” dedi.  
İl Milli Eğitim Şube Müdürü Fevzi Çelik ise yaptığı konuşmada “Milli Eğitim Bakanlığı Din Öğretimi Genel Müdürlüğünün İmam Hatip Liseleri arasında yapmamızı istediği güzel hutbe okuma yarışmasını düzenledik. Bu yarışmanın organizatörlüğünü Merkez İmam Hatip Lisemiz yaptı. Bundan dolayı Merkez İmam Hatip Lisesinin Müdürü Kenan Kahraman’a teşekkürlerimi sunuyorum. Gerçekten çok güzel bir yarışma oldu. İmam Hatip Lisesi öğrencilerinin kendilerine fırsat verildiğinde neler başaracaklarının göstergesiydi bu yarışma. Bundan dolayı onları yetiştiren tüm hocalarımıza teşekkür ediyorum.” dedi. 

Üniversiteleri Karıştıran Eller Harran Üniversitesi’nde İş Başında



Hükümetin çözüm sürecini başlattığı günden beridir, sürecin yanında, karşısında konumlananlar olduğu gibi, hiçbir fikir beyan etmeyenler de oldu. Ancak PKK’nin belirli bir takvim çerçevesinde Türkiye sınırlarının dışına çıkmasıyla beraber süreci kaşıyanlar boş durmayacaklarını gösterdiler. İmralıyla görüşmelerin hemen akabinde Fransa’da öldürülen Sakine Cansız ve iki arkadaşı, ODTÜ’de hâlâ birçok kişinin anlam veremediği öğrenci olayları, Dicle Üniversitesi’nde  BDP’li öğrencilerle HÜDA-PAR’lı öğrencilerin karşı karşıya getirilmeye çalışılmaları, Reyhanlı saldırısı ve saldırının hemen ardından yürüyüşe geçen hazır gruplar, ODTÜ’de Reyhanlı patlaması ile ilgili öğrenci olayları ve özellikle polisle çatışmaları…

Son birkaç ayın fotoğrafına bakınca görünen tablo bu ne yazık ki. Dün de Harran Üniversitesi’nde okuyan karşıt görüşlü öğrencilerin kavgası sonucu 3 öğrenci yaralandı. Üniversitedeki kavganın şehir merkezine gerginlik olarak yansıması hiç birimizin görmek istemediği tabloların ve göz altıların yaşanmasına neden oldu.
Demokrasiye, cumhuriyete, özgürlüklere inanmayan, bunun yerine kendi demokrasisini, kendi cumhuriyetini ve sadece kendi özgürlüklerini isteyen, kendilerini hâlâ devletin asıl sahibi olarak gören kesimler, 

üniversitelerdeki hassasiyetleri kaşıyarak, vatandaşları Suriyeli mültecilere saldırtarak, Alevi-Sünni çatışması çıkararak yaşanması muhtemel huzur iklimini bozmaya çalışıyorlar. Bu toprakların kaderi haline gelen çatışma ortamını bugüne kadar besleyenler, Kürt meselesinin çözüme kavuşması ihtimaline karşı mümkünse süreci akamete uğratmak, değilse yeni sorunlar ortaya çıkararak puslu havayı devam ettirmek çabasındalar. Bu kirli emelleri hayata geçirmek için çabalayan dâhili ve harici unsurlar ne yazık ki taşeron bulma konusunda hiçbir sorun yaşamamaktadırlar.

Her şeye rağmen çözüm iradesine sahip olan ve destek veren herkes üzerine düşeni yapmaya devam ediyor. Hafta sonu akil insanların Şanlıurfa ziyareti sırasında edindikleri izlenim, heyet başkanı Yılmaz Ensaroğlu’nun olumlu açıklamaları ve özellikle sanatçı Yılmaz Erdoğan’ın istatistiklerin doğruyu söylemediği, sürece desteğin %100’e yakın olduğunu açıklaması bu milletin barışı ne kadar arzuladığının göstergesidir. Hepimiz şunu çok iyi bilmeliyiz ki; savaşı, kanı ve gözyaşını isteyenler kadar cesur, uyanık ve inatçı olmazsak her kuşak ayrı bir sorunla boğuşmak zorunda kalacaktır.
Bu minvalde üniversitelerimizde okuyan tüm kesimlere yakın öğrenci kardeşlerimizi, sükûnete davet ediyoruz. Üniversitelerde atılacak bir kıvılcımın sonucunun nereye varacağını kimse kestiremez. Üniversite gençlik hareketlerini yöneten, yönlendiren tüm kesimlerin kendi gruplarını provokasyonlara karşı uyarmaya davet ediyoruz.
İBRAHİM COŞKUN
ŞUBE BAŞKANI


Ferhat Karataş: Toplulaştırma, arazi kıyımı olmasın



Cumhuriyet Halk Partisi Şanlıurfa İl Başkanı Ferhat Karataş, toplulaştırma çalışmaları kapsamında kendilerine iletilen şikayetleri değerlendirerek yaşanan sorunları gündeme getirdi. Tarım arazilerinin korunmasına dikkat çeken Başkan Karataş, toplulaştırma kapsamında parseller arasında yapılan geçiş yollarının bazı bölgelerde 8 metreye kadar ulaştığını söyledi.

Karataş açıklamasında şu cümlelerine yer verdi: “Toplulaştırmanın iki amacı vardır. Birincisi sulamanın rantabl yapılabilmesi için su projelerine uygun arazilerin parçalanıp veya birleştirilmesi ile ilgili yapılan bir çalışmadır. İkincisi ise hak sahibinin dağınık olan hisselerinin bir parselde toplanması veya müşterek mülkiyetin getirdiği zorluklar göz önüne alınarak müstakil parsele dönüştürülmesidir.
Bu çalışmada toplulaştırma birçok sorunu çözen yararlı bir uygulamadır. Bununla birlikte biz kazanılması çok zor olan ve dünyamızda değer kazanan tarım arazilerinin toplulaştırma adı altında kıyımla sonuçlanmamasını istiyoruz. Bunun için de yetkilileri uyarıyoruz.

Bize gelen şikayetler ve yaptığımız değerlendirme sonucunda uygulama çerçevesinde toplulaştırma yapılırken parseller arası açılan yollarda tezat bir görüntü ortaya çıkmıştır. Bazı bölgelerde yerleşim yeri olmasına rağmen parseller arasında açılan yollar 8 metre genişliğine kadar ulaşmaktadır. Açılan yollar daha sonra çakıl dökülerek stabilize yol konumuna getirilmektedir. Oysaki parseller arası geçiş yolu için en fazla 4 metrelik yollar yeterlidir.
Bu oran arazi toplam hacmi bakımından yüzde 3’lerden başlayarak yüzde 10 oranlarına kadar varıyor. Bu da inanılması zor bir orandır. Düşünün 10 bin dönümlük bir köyde bin dönüm yollara gidiyor demektir. Böylesine korkunç bir rakamı herkesin bir daha düşünmesi gerekir. Bu sadece çiftçileri ilgilendiren bir durum olmamakla birlikte tüm insanlık sorunu olarak karşımıza çıkıyor.

Urfalıların konuya daha da duyarlı olmasını istiyoruz.  Kırsal kesimlerde yaşayan vatandaşlarımızın bu yönde şikayetleri de yoğunlaşıyor. Arazilerimin korunması ülkemiz ve insanlık adına son derece önemlidir. Tüm bunlarla birlikte çiftçilere ve arazi sahiplerine yüzde 10’a kadar herhangi bir kamulaştırma bedeli de ödenmiyor.”

Mustafa Zahit Şanlıurfa Şaha Kalkacak



Ak Parti Şanlıurfa Merkez İlçe Başkanı Mustafa Zahit, yapılacak yatırımlarla Şanlıurfa’nın şaha kalkacağını belirtti.

Ak Parti Şanlıurfa Merkez İlçe Başkanı Mustafa Zahit ve beraberindeki yönetim kurulu ile birlikte Geçtiğimiz dönem Şanlıurfa Ticaret ve Sanayi odası Başkanlığını başarıyla tamamlayan ve yeniden Başkanlığına seçilen E. Sabri Ertekin’e ve yönetimine hayırlı olsun ziyaretlerinde bulundu.

Şanlıurfa Ticaret ve Sanayi Odası’nın şehrin önemli kurulumlarından biri olduğunu ifade eden Ak Parti Şanlıurfa Merkez İlçe Başkanı Mustafa Zahit, ‘’Ak Parti ailesi olarak bugün Sanayi odası başkanımızı ziyarete geldik. Geçtiğimiz günlerde seçimlerde oldu. Yönetimleri seçildi. Bizlerde Ak Parti ailesi olarak hem başkanımızı, hem de yönetim kurulunu tebrik ediyoruz. Şanlıurfa için gerçekten çalışıyorlar ortak payda Şanlıurfa’nın ilerlemesi içinse hepimiz başkanımızın ve yönetiminin yanında birlik ve beraberlik içeresindeyiz.  Bugün Şanlıurfa büyük tarım şehri ama Sayın bakanımızla, Milletvekillerimizle, Sanayi odası başkanımızla birlikte inşallah Şanlıurfa bir sanayi kenti olma yolunda geçtiğimiz günlerde yine Sayın bakanımız ve sanayi odamızın da çok büyük destekleri ve yatırımları yapıldı. Bir süt fabrikası açıldı, 5 bin kişi istihdam edildi. Bu sadece onlardan bir tanesi dolayısıyla bu yatırımların Şanlıurfa’yı şaha kaldıracağına inanıyorum. Ve Sayın başkanıma, değerli yönetimine seçilmelerinden dolayı tekrar tebrik ediyor çalışmalarının devamını diliyoruz.’’ Dedi.

Ziyaretlerinden duyduğu memnuniyeti dile getiren Şanlıurfa Ticaret Odası Başkanı Eyüp Sabri Ertekin ise, '' Ak Parti Merkez İlçe başkanlığının yapmış olduğu ziyaretlerinden dolayı teşekkür ediyorum. Şanlıurfa potansiyelinin hepimiz farkındayız. Bunu da inşallah birlikte geliştirerek kullanacağız. Sağ olsunlar her konuda zaten bizleri destekliyorlar bu konuda da teşekkür ediyorum. Şanlıurfa’da başarılı olmak için birlik olması gerekiyor. Allah’a şükürler olsun ki buda var. Bütün kurumlarımızla, siyasetçilerimizle, milletvekillerimizle, bakanımızla, valimizle, belediye başkanımızla, halkımızla, bütün sivil toplum kuruluşlarımızla iş yapmak birlikte hareket ettiğimiz zaman başarılı oluruz. Allah’a şükürler olsun sağ olsunlar arkadaşlarımız gereken desteği veriyorlar. Eğer bir şey de oluyorsa buna hepimiz birlikte başarıyoruz demektir. Yoksa kimsenin tek başına bir şey yapacak imkânı da, gücüde yoktur. Bizler desteklerinin devamını diliyoruz. Ama hepimizin de daha çok çalışması gerekiyor Şanlıurfa’mızın gelişmesi için inşallah birlikte daha hayırlı işler yaparız.’’ Dedi. 

21 Mayıs 2013 Salı

İlçe Yönetimleri ve Harran Üniversitesi Buluşması



Şubemizin tertiplemiş olduğu Harran Üniversitesi üyeleriyle buluşma gecesine katılmak üzere ilimize gelen Eğitim-Bir-Sen Genel Başkan Vekili Ahmet Özer, gün boyunca çeşitli temaslarda bulundu.

İlçe yönetim kurulu üyeleriyle öğle yemeğinde bir araya gelen Özer, akşam Harran Üniversitesi buluşmasına katıldı.

Toplantının açılış konuşmasını yapan Harran Üniversitesi Temsilcisi Mustafa Sami Çetin, göreve geldikleri Nisan başından itibaren üye sayılarını iki katına çıkararak, şube olma yolunda önemli mesafe kat ettiklerini belirtti. Bundan sonra da, yönetim kurulu ve temsilcileriyle daha iyi işler başarmanın azminde olacaklarını söyleyerek, Şube Başkanı İbrahim Coşkun ve şube yönetim kurulu üyelerine kendilerine verilen destekten dolayı teşekkür etti.

Ardından bir konuşma yapan Şanlıurfa Eğitim-Bir-Sen şube başkanı İbrahim Coşkun, konuşmasına bir önceki üniversite yönetim kurulu üyelerine teşekkür ederek başladı. Yeni üniversite yönetimini tebrik eden Coşkun şöyle devam etti: “ Şanlıurfa Eğitim-Bir-Sen olarak her sene üye sayımızı katlayarak il yetkimizi devam ettirip, genel yetkiye de katkı sağlamaya çalışıyoruz. Ben bu süreçte ellerinden gelen her şeyi yapan tüm ilçe temsilcileriyle yönetim kurulu üyelerine, Harran Üniversitesi temsilciliğine ve bize destek veren onlarca iş yeri temsilcisi ve üyelerimize teşekkür ediyorum.”

Şanlıurfa’nın bu yıl yetki sürecinde üzerine düşen her şeyi layıkıyla yerine getirdiğini belirten Özer, Eğitim-Bir-Sen tarihinde Nisan ayı içerisinde yapılan en yüksek sayıya ulaşarak bir rekora imza attığını söyledi. Bu başarıda emeği geçen herkesi kutlayan Özer şöyle devam etti: “1992 yılında hemşehriniz merhum Mehmet Akif İnan ve arkadaşlarının kurduğu Eğitim-Bir-Sen, 28 Şubat’ın en soğuk günlerinde sergilediği duruşun meyvesini bugün baharın tatlı rüzgârıyla beraber almıştır. Okul okul, köy köy dolaşan sendikalı olmayı anlatan teşkilatımız yaptığı binlerce üyeyle 250 bin üye sayısını aşmış ve Türkiye’nin en büyük sendikası olmuştur.”

Yetkili olmadan önce eğitim çalışanlarını her şart ve zeminde savunan Eğitim-Bir-Sen’in yetkiyi aldıktan sonra çalışanların lehine onlarca kazanımı elde ettiklerini açıklayan Özer şunları söyledi: “2010 yılında yapılan 18.Milli Eğitim Şurası’nda hazırlamış olduğumuz önergeler, tüm tarafların katılımıyla oylanmış ve kabul görerek tutanaklara işlenmiştir. Eğer bugün 28 Şubat’ın dayattığı kesintisiz eğitimden 4+4+4 eğitim sistemine geçiş sağlanmışsa bunda sizin imzanız var. Yine aynı şekilde okullar kışla değildir, öğretmenlerin, öğrencilerin komutanı olmaz diyerek karşı çıktığımız ve Şura’da kararını aldığımız Milli Güvenlik derslerine komutanların girmemesinin altında sizin imzanız var. Seçmeli dil eğitimi, seçmeli din eğitimi, müfredatın gözden geçirilmesi gibi konularda sizin imzalarınız vardır. Kitap içeriklerinin düzenlenmesi, karma eğitim mecburiyetinin kaldırılması gibi hususlardaki çalışmalarımız da devam etmektedir.”

Başörtüsü zulmü başladığından beridir mücadele eden Eğitim-Bir-Sen için böyle bir sorunun artık fiiliyatta kalmadığı söyleyen Ahmet Özer, “ Bizim artık hiç kimseyi beklememize gerek yok. Memur-Sen genel merkezi olarak aldığımız kararla 18 Mart 2013 tarihinden itibaren iş yerlerimize serbest kıyafetle gidiyoruz. Yönetmelik veya kanun değişikliği ister arkamızdan gelsin, ister gelmesin. Bizim için bu sorun bitmiştir. Bu konuda bir adım atılmayıncaya kadar da kararımız geçerlidir. Dolayısıyla bir değişiklik yapılmazsa bizler Eylül ayından itibaren yeni eğitim öğretim yılında da serbest kıyafetle gitmeye devam edeceğiz.” dedi.

Türkiye’de yıllardır etnik temel üzerinden akıtılan kanın artık sona ermesi gerektiğini belirten Özer, “Et ve tırnak gibi yaşamış insanımızın arasına nifak tohumları serpiştirilmiş ve binlerce Mehmetçiğin şehit olmasına, on binlerce insanın hayatını kaybetmesine neden olan bir şiddet sarmalı oluşturulmuştur.  Ülke ekonomisinin, yatırımların ve büyümenin belini kıran, anaları ağlatan ve can yakan terörün bitmesi için başlatılan Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi’nin sonuca ulaşmasını istiyoruz. Bu süreçte önemli olan, akan kanın durması, nihayetinde ülkemizde kardeşlik hukukunu yeniden tesis edip eşitlik, adalet ve özgürlüğün herkesin ortak malı olduğu bilinciyle, hiç kimsenin ötekileştirilmediği zemini yakalamaktır. Türkiye’nin ayak bağlarından kurtulmasını, prangalarını kırmasını arzu ediyor ve Milli Birlik ve Kardeşlik projesi kapsamında ortaya konulan olumlu çabaları destekliyoruz” şeklinde konuştu.

Çözüm sürecinin, etnik temalı değil insan hakları, insan onuru ve ifade özgürlüğü esas alınarak temel hak ve hürriyetler temelinde yürütülmesi gerektiğini kaydeden Özer, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Yoksul ve yoksun ailelerin çocuklarına yönelik teşvik açılımları yapılmalıdır. Özellikle, milli gelirden en az pay alan 15 ile yönelik kapsamlı, geniş perspektifli bir teşvik ve tedbir paketi ivedilikle hayata geçirilmelidir. Yerel yönetimlerin düşük gelirli ailelere mensup öğrencilere sağladığı karşılıksız burs uygulamasının Anayasa Mahkemesi tarafından iptali nedeniyle oluşan mağduriyetleri de giderecek şekilde, daha geniş kapsamlı burslar vermesi için yerel yönetimler yetkilendirilmelidir. Şiddet ve silah çağrısı içermeyen her türlü fikir ve eylem, düşünce ve ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmeli ve buna ilişkin anayasal teminat bütün bireylerce hissedilecek şekilde hayata geçirilmelidir. Anadolu coğrafyasının tarihinin resmi ideoloji eksenli yazılmasından kaynaklanan ayrıcı dil terk edilmeli ve gerçek-yaşanmış tarihin milli birlik ve kardeşlik perspektifi ile yeniden yazılması noktasında bir algı ve hedef ortaya konmalıdır. Şehit aileleri ve gazilerle bu süreçte mutlaka temas kurulmalı, sürecin onları ilgilendiren yönleri konusunda her aşamada bilgi aktarılmalı, şehit aileleri ve gazilerin dernek ve vakıflarıyla sürekli bir iletişim kanalı oluşturulmalıdır. Şehitlerin aziz hatıralarına, ailelerine ve gazilere yönelik en ufak incitici beyan ya da onları tartışma konusu yapacak yaklaşımlardan özenle uzak durulmalıdır. Çözüm sürecinin ana konusu ülkemizin mevcut sorunlarının ve vizyonunun bir kısmını ihtiva etmektedir. Süreç içerisindeki çabaların kalıcı değerler ve sürdürülebilir bir huzur ortamı inşa etmesi, yaşamakta olduğumuz sorunların varlığına kaynaklık eden ve çözüm çabalarının önünde set oluşturan mevcut Anayasa’nın vesayetçi ve ötekileştirmeye dayanak yapılan ruhundan kurtulmaya bağlıdır. Bu nedenle, asli ve kalıcı çözümler ancak ve ancak katılımcı demokrasiyi destekleyen ve insan onurunu esas alan bir ruha sahip yeni ve sivil bir Anayasa’yla mümkündür. Bu nedenle, yeni Anayasa talebi ve iradesi süreç içerisinde mutlaka ifade edilmelidir.”



Konuşmasında, YÖK Kanun Tasarısı Taslağı ile ilgili görüşlerini de açıklayan Özer, taslağın mevcut haliyle oldukça yetersiz olduğunu, YÖK Kanunu’nun ihtiyaca cevap verecek şekilde yeniden ele alınması gerektiğini vurguladı.

Üniversite çalışanları için taleplerini sıralayan Özer, şunları söyledi: “Geliştirme ödeneği sadece öğretim elemanlarına değil, uzmanlara ve idari kadrolarda bulunanlara da verilmelidir. Akademik ve idari personel arasındaki ayrımcılık ortadan kaldırılmalıdır. Enstitü müdürlüğü, dekanlık ve bunların yardımcılarına yönelik makam tazminatı ödemeleri ile fiili hizmet zammı artırılmalıdır. 6111 sayılı Kanun’la 657 sayılı Kanun’da yapılan düzenlemeye paralel olarak öğretim elemanları yönünden sicil uygulaması kaldırılmalıdır. Akademisyenlerin idari kadrolara görevlendirilmeleri imkânı bir an önce kaldırılmalıdır. Bu türden kadrolara görevlendirilme taleplerinin önüne geçilmesi için akademisyenlerin özlük hakları iyileştirilmelidir. Tek başına akademisyenlik çekici hale getirilmelidir. İdari kadroda çalışanlara MEB’de olduğu gibi puan sistemi getirilip atama ve yer değiştirme hakkı verilmelidir. Öğretim elemanlarıyla ilgili siyaset özgürlüğünün alanı genişletilmelidir. İkinci öğretimde fazla mesai yapan personelin emeğinin karşılığı ücret olarak kendisine verilmelidir.”

Rektörlerin ve yerel bürokratların ülkedeki mevcut iklimi iyi okumaları gerektiğinin altını çizen Özer, kendini hâlâ 28 Şubat döneminde zannedenlerin bu memlekete verebileceği hiçbir şeyin olmadığını ifade etti.


Bununla beraber, ‘akademik askerlik’ uygulamasının getirilmesi, ‘doçent’ ünvanı kazanan akademisyenlerin şartsız kadroya alınmaları, üniversitelerdeki tüm memurların görev tanımlarının net bir şekilde yapılması, Üniveriste senatolarında ve yönetim kurullarında sendika temsilcisinin bulunması ve oy kullanması, ön lisans ve lisans mezunu olmayan personelin 1.dereceye inmelerinin sağlanması, ‘geliştirme ödeneği’nin tüm tüm personele verilmesi gibi birçok konuya değinen Özer, konuşmasının ardından üyelerin sorularını cevapladı.


Toplantının sonunda Şube Başkanı İbrahim Coşkun, bu yoğun gündem arasında davetlerini kırmayarak teşrif eden Eğitim-Bir-Sen Genel Başkan Vekili Ahmet Özer’e teşekkür ederek, çeşitli hediyeler sundu.

Emin İzol Vergi Mükelleflerini Uyardı



Şanlıurfa Belediye Başkan Yardımcısı M. Emin İzol, vergi mükelleflerine seslenerek 2013 yılı Emlak ve Çevre Temizlik Vergisi 1. Taksitinin Mayıs ayı içersinde ödenmesi gerektiğini belirtti.

    Konu hakkında bir açıklama yapan Başkan Yardımcısı Emin İzol, “Emlak Vergisi ve Çevre Temizlik Vergisi 2013 yılı 1. taksitinin ödeme süresi 31 Mayıs 2010 Pazartesi günü mesai bitiminde sona erecektir. Emlak Vergisi Kanunu’na göre Belediye sınırları ve mücavir alanı içerisinde gayrimenkul sahibi ve adlarına emlak vergisi tahakkuk olanların vergilerini ödemeleri kanun gereğidir. Mükelleflerin mağdur olmamaları için vergilerini süresinde ödemeleri, kolay ödeme yapmaları için ödemelerini son günlere bırakmamaları mükelleflerin menfaatlerinedir. Aksi takdirde zamanında ödenmeyen borçlara faiz uygulanacaktır. Biz faiz uygulamasından yana değiliz. Bu yüzden mükelleflerimize bir kez daha seslenmek istiyorum” dedi.

   Vatandaşlarımız vergilerini nakit ve kredi kartı ile ödeyebileceklerini ifade eden İzol, “Vatandaşlarımız ayrıca Şanlıurfa Belediyesi’nin 241023 nolu posta çeki hesabı ile Şanlıurfa Beylediyesi’nin T.C Ziraat Bankası Şanlıurfa Şubesi TR030001000253356156335002 iban nolu hesabına da ödeme yapabilirler” diye konuştu.